Sonsuz Dikkat
Dağınıklığı Gündelik Yaşamda Sosyal
Medyaya Odaklanmak, Dominic Pettman, Çeviren: Yunus Çetin, Sel Yayıncılık,
2017.
Herakleitos’u
uyarlayacak olursak,
günümüzde
aynı canlı akışa
iki kez
girilmez.
Oysa dijital
nehir fazlasıyla tanıdık.
Dominic Pettman
Türkçe
baskısının kapağında Paul Klee’nin “Twitterig Machine (Cıvıltı Makinesi)” isimli
resminin arzıendam ettiği bir kitap, Sonsuz Dikkat Dağınıklığı. Alt başlığı görmemiş
olsanız bile “sonsuz dikkat dağınıklığı” ifadesine bakarak sosyal medyayla
ilgili bir çalışmayla karşı karşıya olduğunuzu fark etmeniz zor değil. Çünkü
sanki bir şekilde mecburmuş ya da bu panoptikonun içinde hapismişizcesine sosyal
medyayı kullanmaya zorunlu bir rutin gibi devam etmemize rağmen hemen hepimiz, sosyal
medyanın dikkat dağınıklığı yaptığı konusunda hemfikiriz. Fakat Pettman, konuya
tam olarak bu beklentiye uygun bir şekilde yaklaşmıyor. Dikkatin, dikkat dağılmasının bir türü olduğuna vurgulayarak “dikkat
dağılmasının dijitalleşmesi” üzerinde duruyor daha çok.
Sosyal
medyada mevcut durumumuzu değerlendiriyor olsa; Lacan’ın “sosyal [medyada]
ilişki yoktur” ya da Derrida’nın “ileti dışında hiçbir şey yoktur”
diyebileceğini belirtiyor, Pettman. “Ayna”nın yerini “ağ”ın aldığı düşüncesini
dile getiren Pettman, artık “ağa doğru yansıyan dışbükey bir narsisizm”den mustarip
olduğumuzu belirtiyor. “Mesajlaşma dışında hiçbir şey yoktur” ismini verdiği
önsözde “zamana ait yeni ölçüt gerçek zamanlılıktır” diyerek sürekli ekranları
yenileme gerekliliğinin altında yatanın her şeyi canlı yayındaymışçasına
yaşamamız olduğunun altını çiziyor. Pettman, “sosyal medyanın rahatsız edici
nitelikte bir fort-da(sien) durumunu
-yani, aynı zamanda hem burada hem de
orada olmaklığı- teşvik ettiğini,
bununsa hiçbir yerde olamamaktan farksız olduğunu” öne sürebileceğimizi
belirterek böylece evsizleştirildiğimize vurgu
yapıyor.
Pettman,
mevcut durumu betimlerken çizdiği karanlık tabloya rağmen, köklü biçimde farklı bir sosyal medya yaratmaya gereksinimimizi ve bunun
sağlanabileceğine duyduğu inancı da açıkça ifade ediyor. Pettman, sosyal
medyayı “kitlelerin yeni afyonu” olarak tanımlıyor olsa da sosyal medya
karşısında kendi konumunu açıklarken “bir şeye dair eleştirel-teorik bir
perspektife sahip olmak bizi illaki ondan muaf kılmaz” diyor. Hem iddiamızın
aksine aslında dikkat dağılmasına iştah duyduğumuzu hem de artık “dikkat
dağılmasının olası bir müttefik olarak yeniden değerlendirilmesi” gerektiğini
belirterek “Silikon Vadisi’nin stratejik celbine teslim olmaksızın” bu düzlemde
varlığını sürdürmenin yollarını işaret ediyor kitap boyunca.
Kitap,
girişle birlikte altı bölümden oluşuyor. Giriş bölümünde daha çok dikkat konusu
üzerinde duruyor, Pettman. Hipermodülasyonla ilgili ilk bölümde “Dijital
Haletiruhiye Halkası”nı betimliyor ve sosyal medyada sürüklendiğimiz hali
kavramlaştırıyor. İkinci bölümde bu sürüklenmenin kendi senkronizasyon istencimizle ilgili olduğunu ve senkronizasyon istencinin nasıl işlediğini aktarıyor (Anlaşılacağı
üzerine, burada güç istenci kavramına gönderme var. Ayrıca metinde dijital
üst-insan kavramı da geçiyor). Üçüncü bölümde algoritmanın sosyal medya
açısından önemi ve nasıl işlediği, “algoritmanın köleleri” yani, bizler açısından
nelere yol açtığı konuları üzerinde duruyor. Dördüncü bölümde “muzır içeriğe
dikkat” diyerek libidinal ekonominin nasıl işlediği üzerinde duruyor. Sonuç bölümünde
“dikkat dağılmasının olanak sağlayıcı biçimi”nin nasıl bir şey olabileceği
üzerine fikirleri işlemiş. Kitabın sonunda yer alan notlar bölümü ise bir
anlamda konuyla ilgili tüm kaynakların temel fikirlerinin özetlendiği geniş bir
literatür kaydı haline gelmiş.
Pettman,
eleştirel ve teorik sofuluğuna rağmen, pratik, eylemci ve neşeli bir yazı tarzına
sahip. Nihayetinde akademik sayılabilecek metninin, genelde ironik bir üslupla
kendisini gösteriyor olsa da, edebi açıdan da kıymeti haiz bir derecede olduğu
söylenebilir. Sosyal medyadaki halimizi betimlediği şu alıntıda olduğu gibi:
“Zihinsel besin ya da teşvik edici
tanecikler bulmak amacıyla ekranlarımızı gagalayan, az önce kimin yokladığını
ya da dürttüğünü görebilmek için kafalarını bir o yana bir bu yana sallayan
bizleri, (a)sosyal medyanın cıvıltı makinesi kuş benzeri bir kılığa sokmuştur.”
Giorgio
Agamben, Byung-Chul Han, Geert Lovink, Simon Critchley, Bernard Stiegler, Jonathan
Crary, Paul North gibi teknoloji,
internet, sosyal medya konuları üzerine çalışan eleştirel düşünürlerden
birisi olan Dominic Pettman’ın “Sonsuz Dikkat Dağınıklığı” kitabı özelde sosyal
medya genelde dijitalin felsefesi üzerine düşünenlerin dikkate alması gereken önemli bir kitap.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder