Öğrenmenin tek yolu araştırma
değildir; ama öğrenme için en etkili yöntemlerden birinin araştırma olduğu söylenebilir.
Hem öğrenme üzerindeki etkisi hem de bilim için önemi nedeniyle öğrenci ve öğretmenler
için araştırmanın önemini tartışmayız bile. Fakat öğrenen organizasyon vasfına
rağmen okul için araştırma kavramının üzerinde pek durmayız. Belki bu durum,
Türkiye’de eğitimin merkezden yönetimiyle okulların özerkliğinin sınırlı
olmasından kaynaklanıyor olabilir. Fakat o zaman aynı mevzuata tabi olan ve üstelik
iş yükü daha da ağır olan öğretmen nasıl araştırma’dan mesul olmakta da okul
örgütü kendini aynı mesuliyetten muaf saymaktadır? Oysaki öğretmenler özellikle
eylem araştırması yöntemini kullanarak hem mesleki gelişimlerine hem de alana
katkı yapabileceği gibi okullar da bu yöntemi ya da farklı araştırma
yöntemlerini kullanarak gerçekten birer öğrenen organizasyon olma yolunda
ilerleyebilirler. Ayrıca sanıldığının aksine bu, bir okul için sadece birkaç
yöneticinin sorumluluk almasından fazlasına mal olmaz. Peki; ama bunu nasıl yapabiliriz
sorusuna birkaç öneri ile cevap vermeye çalışayım.
Her okulun etnoğrafya çalışması yapması başlangıç noktasını oluşturabilir.
Ortalama iki yıllık bir süre içinde okulun kendi kültürü hakkında derinlemesine
bir çalışma ortaya çıkmış olur. Böylece mesela kalıbımıza uymayan uygulamaların
bize niye uymadığını, dışarıdan adapte edilen modellerin bizde neden
işlemediğini kavramak ve kendi bünyemize, okul kültürümüze daha uygun yaklaşımlar
geliştirmek için bir temel elde etmiş oluruz. Öğrenme ve öğretim alanında orijinal
çalışmalar üretmek yerine uygulama modellerinin genelde çevirilip uyarlanıp
uygulanmasının tercih edildiği bir yerde etnoğrafya en azından uyarlamaların niteliğini
okul kültürüne daha uygun hale getirmeyi sağlar.
Öğrenme ve öğretimle ilgili
tespit edilen problemlerin çözümü için kuram
oluşturma* araştırma yöntemi kullanılarak modeller geliştirilebilir.
Örneğin; bütün çabalarımıza rağmen öğrencilerimize trigonometri öğretemiyorsak kuram
oluşturma yöntemiyle yürüttüğümüz bir araştırmayla öğrenci, öğretmen ve velilerle
yaptığımız görüşmeler ve/veya öğrenci, öğretmen gözlemleriyle sorunun
kaynaklarını bulgularken çözümü de modellemiş oluruz. Nitelikli bir kuram
oluşturma çalışması sadece uzmanlıktan beslenen bir model önerisinden çok daha sağlıklı
işleyen ve tutarlı bir model ortaya çıkarabilir. Çünkü öğrenme ve öğretime
müdahil olan değişkenleri kontrol etmek olabildiğince güç bir iştir. Bazen tek
başına uzmanlık, bu güçlükle mücadele edemez. Kuram oluşturma, aslında var olan
gömülü çerçeveyi/modeli ortaya çıkarmayı ve haritalamayı sağlayarak konu alanı
uzmanlığı yanında müdahil diğer değişkenleri de yerli yerinde değerlendirmeyi
sağlar. Örneğin; Trigonometri öğretiminde sorunlardan birisi öğrencilerin
tamamen yerel bir refleksle Latince ya da İngilizce kavramları öğrenmeye karşı geliştirdiği
olumsuz tutum olabilir ve adapte bir öğretim modelinde bu tutum gözetilemediği
için sorun yaşanıyor olabilir. Oysa kuram oluşturma ile ortaya çıkarılan bir
model, aynı yerel çerçeveden ortaya çıktığı için bu tutumu zaten gözetiyor
olacaktır.
Kuram oluşturma ile ortaya
konulan bir modelin etkililiği deneysel
yöntem ile deney grupları üzerinde uygulanarak sınanabilir. Daha pratik bir
uygulama için kuram oluşturma ve deneysel araştırma pratikleri yerine eylem araştırması yöntemi tek başına uygulanarak
yeni modeller de geliştirilebilir. Yine de yeni modellerin geliştirilmesi açısından
daha nitelikli ve etkili sonuç alınmak isteniyorsa kuram oluşturma ve deneysel
yöntemi sırasıyla uygulamak yeğdir.
Okurlar arasında ah, bunları
yapmak burada yazıldığı kadar basit olsa diyenler olacaktır ya da sürekli
başımıza yeni işler açıyor, yeni sorumluluklar çıkarıyorsun diyenler… Bunlar
beklediğim insaflı tepkiler aslında. Bir de devlet yapsın diyenler, benim iş
tanımıma uymuyor diyenler ve dile getirdiklerini burada yazmak istemeyeceğim diğerleri
var. Ne diyelim, biraz akademik destekle bir okulu gerçek bir öğrenen
organizasyona dönüştürmek mümkün, bahanelerin arkasına sığınıp koltuğa
yaslanmak da.
* Orijinal adı grounded theory
olan yöntem Türkçede temellendirilmiş teori/kuram ya da gömülü teori olarak da kullanılmaktadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder