On yıldan fazla bir zamandır okul
panolarının önemli bir kısmını işgal eden kimi zaman yarışmalarla ve hatta
şerefine tertip edilen olimpiyatlarla anılan değerler eğitimi, k12’de ve okul
öncesinde genelde aylık olarak belirlenen erdemler çerçevesinde işlenmektedir.
Özellikle özel okullarda nispeten farklı uygulamaları olsa da değerler
eğitiminin genelde bir pano etkinliğine indirgenmiş olduğu söylenebilir. Ayrıca
aslında değerler eğitimi tüm öğretmenlerin görev alanında tanımlanıyor olsa da
genellikle müdür yardımcılarının, rehber öğretmenlerin, din dersi
öğretmenlerinin ya da özel olarak görevlendirilen öğretmenlerin sorumluluğunda
yürütülmektedir. Oldukça geniş bir çerçevede ve belirsiz bir yapıda sunulduğu
için uygulamada kurumlar arası farklılıklar da ortaya çıkmaktadır. Örneğin;
kimi özel okulların tüm derslere bütünleşik ve genellikle örtük bir müfredatla
sunulan değerler eğitimi programı uyguladığı bilinmektedir. Değerler eğitiminin
TTKB tarafından onaylanan belli bir programı, ders saati ve alanı temsil eden
branş öğretmenleri olmadığı gibi ölçme değerlendirme açısından da bir etkinliği
yoktur. Doğal olarak; TEOG ya da YGS/LYS gibi üst kuruma geçmeye yönelik
sınavlarda da bir hükmü yoktur.
Bütün bu belirsizlik ve karmaşaya
rağmen çoğu zaman kişisel çabalarla bazen de organize bir çalışmayla değerler
eğitimi uygulamaları yürütülmeye devam edilmektedir. Fakat değerler eğitiminin
öğrenenleri nasıl etkilediği, yani işe yarayıp yaramadığı konusu bir muammadır.
Şu ana kadar uygulanan değerler eğitimi programlarının etkililiği üzerine
cesurca laf edebilecek boylamsal bir çalışmanın ya da yapılan çalışmaların
sonuçlarını özetleyecek bir metaanalizin yapıldığına rastlanmamıştır. Kaldı ki
böyle bir çalışma yapılmış olsa bile merkezi bir müfredatın olmaması nedeniyle
tüm değerler eğitimi programlarına genellenebilmesi zaten mümkün değildir.
Lokal olarak uygulanan değerler eğitimi programlarının denekler üzerindeki
etkililiğini çalışan araştırmalar da benzer nedenlerle değerler eğitimi üzerine
genel bir değerlendirmeyi olanaksız kılmaktadır.
Aslında uygulanan programların
etkililiğinden daha önce tartışılması gereken başka hususlar da vardır.
Örneğin; uygulamanın temelini teşkil eden erdemler neye göre seçilmektedir? Açıktır
ki özellikle değerler eğitiminin örtük olarak yapılması durumunda seçilen erdemler
daha önemli hale gelmektedir. Çünkü uygulamanın sonucunda çocuklarımız
birilerinin önemli görerek seçtiği erdemleri farkında olmadan kazanmış
olacaklardır. Bu durumda pekâlâ değerler eğitimi tek başına bir “ideolojik
aygıt”a dönüşebilir. Üstelik devletin değil, her kurumda etkin olan kişiler ya
da toplulukların ideolojik aygıtına. Çocuklarını belirli bir misyonu
sahiplenmiş özel okullara gönderenler için bu önemli bir sorun olmayabilir; ama
özellikle MEB’in temel amaçlarına riayet etmesi beklenen devlet okullarının bu
konudaki durumu tartışmaya açıktır.
Bir başka husus da değerler
eğitimi alanında kullanılan materyaller ve etkinliklerin niteliği ile ilgilidir.
Malum olduğu üzere, değerler eğitimi duyuşsal alan eğitimini ilgilendiren bir
konudur. Duyuşsal alanda uygun/etkili materyal ya da etkinlik geliştirmek ise
bilişsel alana göre daha zor ve karmaşık bir iştir. Değerler eğitimi
uygulamalarının genelde panolara hapsedilmiş olmasının altındaki temel nedenin bu
olduğu söylenebilir. Bu durum, değerler eğitiminde niteliği ve albeniyi düşürdüğü
gibi iyi kötü belirlenen amaçların ters tepmesine bile neden olabilmektedir.
Yukarıda belirtildiği üzere kazanımların-uygulamaların niteliği ve uygulamaların etkililiği değerler eğitimi konusunda en
fazla dikkat çeken sorunsallar olarak karşımıza çıkmaktadır. Fakat maalesef
değerler eğitiminin sorunları bunlarla da bitmemektedir. Kısa ve uzun vadeli
etkileri açısından düşünülerek konunun farklı boyutlarıyla çalışılması ve tartışılması
elzem görünmektedir. Yazının okunabilirlik sınırlarını zorlamamak adına sonraki
yazılarda yeniden konuya dönmek niyetiyle tartışmayı alevlendirecek bir soruyla
bitirmek isterim: Dostlar alışverişte görsün diye değilse bu kadar külfet, bu
haliyle değerler eğitimine değer mi gerçekten?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder